-
1 yükünü çekmek
тащи́ть на себе́ [всю] тя́жесть -
2 yük
груз (м) нагру́зка (ж)* * *1) груз; но́ша; вьюк; тя́жесть; нагру́зкаyük ambarı — грузово́й трюм
yük istasyonu — това́рная ста́нция
yük kapasitesi — мор. грузоподъёмность
yük vurmak — навью́чить, вью́чить
sabit yük — постоя́нная нагру́зка
salim yük — допусти́мая нагру́зка
yürüyüş yük — похо́дная вы́кладка
vapur yükünü boşaltı — парохо́д разгрузи́лся
ben bu yükün altına giremem — я не могу́ взять на себя́ тако́е бре́мя
üstümden yük gitti — с меня́ груз свали́лся
2) физ. заря́д3) разг. плод, заро́дыш (о ребёнке, который должен родиться)4) перен. беспоко́йство; хло́поты; поме́хи5) ист. това́р сто́имостью в сто ты́сяч куру́шейbir yük getirip satan herkes iki akçe versin — ка́ждый, кто приво́зит на прода́жу това́р, пусть вно́сит по две акче́
••- yükünü çekmekyükte hafif pahada ağır — посл. ≈ мал золотни́к, да до́рог
- yük olmak
- yükünü tutmak
См. также в других словарях:
yükünü çekmek — bütün ağırlığını taşımak, her türlü eziyete katlanmak Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yük — is. 1) Araba, hayvan vb.nin taşıdığı şeylerin hepsi Çölde yük götüren vasıta develer, insan taşıyan vasıta hecinlerdir. F. R. Atay 2) Bir şeyin ağırlığı 3) Araba, hayvan vb.nin taşıyabildiği miktar Bir araba yükü odun. 4) Eşya Bütün yükü bu bavul … Çağatay Osmanlı Sözlük
gam — 1. is., Ar. ġamm Tasa, kaygı, üzüntü Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var? Karacaoğlan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gam çekmek gam yememek 2. is., müz., Fr. gamme Sekiz notanın kalın sesten inceye veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜZZEMMİL — Tezmil eden, sarınan. Elbise içine sarınan. * Bazıları, Yükü yüklenen şeklinde mânalandırmışlardır. * Mc: Gizlemek. Zayıf davranmak, işe pek kıymet vermemek. * Büyük bir hâdise karşısında başını içeri çekmek, kaçınmak, rahata meyletmek. * Resul i … Yeni Lügat Türkçe Sözlük